Aşırı Düşünme
Günlük hayatınızda “overthinking” kelimesini duymuş olabilirsiniz. Peki bu ne anlama gelir? Overthinking yani aşırı düşünme, bir konu üzerinde gereğinden fazla düşünmektir. Genellikle bizim için önemli olan durumlarda aşırı düşünürüz. Bu düşünme hali ise zihinsel olarak yorulmamıza sebep olur. Aklımızı sürekli aynı konuyla meşgul tutarız ve tek bir noktada takılı kalırız. Konuyla ilgili tüm bilgileri toplamamız gerektiği yanılgısına kapılmamız çok olasıdır. Bu da kaybedeceğimiz bolca zaman anlamına gelir. Ne kadar çok bilgi toplarsak toplayalım, bizi tatmin etmeme ihtimali olduğu için araştırma ve karşılaştırma yapmaya devam ederiz. Bu durum aynı zamanda bizim kontrolümüz dışı gelişebilir. Yapılan araştırmalara göre aşırı düşünme çok yaygındır, toplumun %73’ünde görülür. Bazı durumlarda en mükemmel seçeneği seçmek isteyebiliriz. Bu nedenle, verdiğimiz karardan şüphe duyabiliriz. Eğer, hem tatmin edici hem de yeterli bir karara varabilirsek bizi sonu gelmeyen düşünce yığınından kurtarabilir. Bununla ne demek istiyoruz? “Satisficing” kelimesi, İngilizce satisfying (tatmin edici) ve sufficing (yeterli) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bu iki kelime de yeterince iyi anlamına gelmektedir. Yani, mükemmeli elde etmek yerine bizim için yeterince iyi olan sonucu kabullenebiliriz. Ayrıca, işimizin kusursuz olmasını istediğimizde başlamak daha da zorlaşır. En iyisine ulaşamayacağımızı düşündüğümüz durumlarda işi erteleriz ve doğru zamanı bekleriz. Bu bekleyiş kısa da sürebilir uzun da. Gereğinden fazla ertelediğimiz durumlarda ise bu durum bizi strese sokar çünkü günün sonunda beklediğimiz süreye değmesini isteriz.
Derin Düşünme
Bir başka düşünme şekli ise derin düşünmedir. Derin düşünme (Deep thinking), kreatif olmak ile ilişkilendirilebilir. Bir konuyu derinlemesine ele almak onu farklı bakış açılarından değerlendirmeyi gerektirdiği için derin düşünme sırasında kalıplaşmış düşünce tarzlarından çıkarak daha farklı yöntemlere başvurabiliriz. Daniel Kahneman’ın ortaya çıkardığı Sistem 1 ve Sistem 2 ile açıklamak gerekirse; genellikle alışık olduğumuz durumlar için hızlı karar vermeyi tercih ederiz, yani Sistem 1. Öte yandan, derin düşünme ile bağlantılı olan Sistem 2’yi kullanarak mantığımızı da devreye sokabiliriz. Akış (flow) yakalandığı zaman, yani yaptığımız işe kendimizi 100% verebildiğimizde ortaya çıkar. Aklımızdan bir sürü düşünce geçiyor, bir tanesi üzerinden yola çıkıp ona yoğunlaşmak bile bizim farklı açılara yönelmemize yardımcı olacaktır. Geliştirilebilen bir beceri olup, pratikler sayesinde ürettiğimiz fikirler çoğalacaktır. Bunu havada kalan bir kavram olarak düşünmemek gerekir. Beynimizde bulunan sinir hücreleri bağlarını geliştirir ve farklı bağlantılar ortaya çıkarır. Kısacası, beynimizi çalıştırdıkça nöronlarımız arasındaki ağları güçlendirdiğimiz zaman işlevsellikleri artar. Örneğin, hafızamız kuvvetlenir, çevreye daha kolay uyum sağlayabiliriz ve Sistem 1’in kullanıldığı alışkanlıklarımız, günlük rutinlerimizin öğrenilmesi kolaylaşır. Gün içinde düşünme saati yaratabilirsek, sadece derin düşünmeye ayıracağımız bu süre içerisinde pratik yapma fırsatımız olur. İş yoğunluğunda bazen ayırabileceğimiz bir on dakikamız bile olmayabilir ancak herhangi bir durumda takılı kalıp zamanımızı verimsiz kullanmak yerine derin düşündüğümüz bir on dakika bile bizim yararımıza olacaktır.
Benzerlikleri ve Farklılıkları
Aslında bu iki farklı düşünme türü tam olarak birbirinin zıttı değildir. Hem benzerlikleri hem de farklı oldukları yönleri vardır. Gelin bunları birlikte inceleyelim.
- Aşırı düşünmek bizim iyi oluşumuzu olumsuz etkilerken, derin düşünme sayesinde yenilikçi fikirler üretilebilir. Fakat hayatımızın her alanında derin düşünme ihtiyaç duymayabiliriz, bazı durumlarda önceki kalıplaşmış bilgilerimizi kullanmak bizim için bir avantaj sağlayabilir.
- İki tarzın ortak noktasına ise zaman diyebiliriz. Peki, zamandan kastımız nedir? Bunu açmak gerekirse, iki durumda da bizim bolca zamana ihtiyacımız olacaktır. Ne aşırı düşünmeyi ne de derin düşünmeyi aceleye getirebiliriz. Aşırı düşünme, genellikle farkında olmadan zamanımızı harcadığımız durumları ifade eder fakat derin düşünme, bilinçli olarak zamanımızı ayırarak gerçekleştirdiğimiz süreçlerdir.
- Aynı konu üzerinde fazlaca durmak bir diğer ortak noktalarıdır. Lakin; derin düşünme sırasında tek bir konu geliştirilmek üzere ve çeşitli durumlara yönelik düşünülürken, aşırı düşünme de tek bir düşüncenin sürekli tekrarı vardır.
- Düşüncenin içeriği, bu iki tarz arasındaki en belirgin farklardan biridir. Derin düşünme sırasında daha çözümleme üzerine fikirler üretilir, çeşitli içgörüler kazanılmaya çalışır. Aşırı düşünmenin temelinde endişe uyandırıcı konular yatar. Negatif detaylara takılıp, durumu olduğundan da kötü hale getirme olasılığına sahiptir.
- İkisinde de araştırma yapmak bir gerekliliktir. Derin düşünme de araştırmamızı düşüncelerimizi geliştirmeye yönelik kullanırız. Sorgulamak ve eleştirmek gerekmektedir. Aşırı düşünme sırasında, elimizdeki bilgilerin yeterliliğine inanmayız. Her detayı düşünürüz ve analiz ederiz. Bundan dolayı da seçim yapmamız çok zorlaşır çünkü gereğinden fazla araştırma ve analiz yaparız bu duruşmada analiz felci (Analysis paralysis) adı verilir.
- Son olarak, aşırı düşünmek daha duygusal olarak görülür. Bir duruma karşı hissettiklerimizden de yola çıkabilir ve bu yüzden de tepkiseldir. Buna zıt olarak, derin düşünme daha mantıksaldır. Tepki vermek yerine, çözümcü olduğu için olası problemleri de önceden tespit edebilmemize yardımcı olur.
Kısaca özetlemek gerekirse, aşırı düşünme psikolojik iyi oluşumuzu olumsuz yönde etkiler. Tek bir konu üzerinde takılıp kalmamıza ve bundan dolayı da stres yaşamamıza sebep olabilir. Bir problem karşısında aşırı düşünmeyi değil de derin düşünmeyi benimseyebilirsek daha yapıcı fikirler üretebiliriz. Düşünmeye ayıracağımız kısa zamanların bize faydası olacaktır. Zihnimizi çalıştırdığımız, özgün fikirler ürettiğimiz durumların hayatımızın diğer alanlarında da katkısını görebiliriz.
Yazar: Psikolog Lara KartalKaynakça
Csermely, P. (2017). The Network Concept of Creativity and Deep Thinking: Applications to Social Opinion Formation and Talent Support. Gifted Child Quarterly, 61(3), 194-201. https://doi.org/10.1177/0016986217701832
Fischer R., Hommel B. (2012). Deep thinking increases task-set shielding and reduces shifting flexibility in dual-task performance. Cognition, 123, 303-307.
Talbert, B. (2017). Overthinking and other minds: The analysis paralysis. Social Epistemology, 31(6), 545-556.
Qasim, T. B., Sahar, A., Nihal, T., & Bashir, A. (2022). The Effect of Overthinking on Mental Health: A Case Study from University Students in Multan District. Review of Applied Management and Social Sciences, 5(2), 255-262.